Omuz eklemi karmaşık bir yapıya sahiptir ve çeşitli hareketleri gerçekleştirebilmemizi sağlar. Omuz ekleminin düzgün çalışması, omuz tendonları sayesinde mümkün olur. Kollarımızı her hareket ettirdiğimizde aşınma ve yıpranma meydana gelebilir. Omuz tendon yırtılması veya kopması, omuzlarda güç kaybına ve ağrılara sebep olabilir. Omuz tendon kopması genellikle orta yaş ve ileri yaşlarda daha sık görülür.

Omuz ekleminde üç ayrı kemik vardır: köprücük kemiği, kürek kemiği ve kol kemiği. Omuzdaki tendon kopması günlük yaşamımızı da önemli ölçüde etkileyebilir. Örneğin saç tarama, banyo yapma ve hatta kıyafet değiştirme gibi basit aktivitelerde bile zorluk yaşayabiliriz.

Omuz tendon kopması genellikle yaralanma ve dejeneratif sebeplerden kaynaklanır. Omuz tendon kopmaları, kolun üzerine düşme veya ağırlık kaldırma gibi travmatik olaylar sonucu da meydana gelebilir.

Omuz tendon kopmasının belirtileri şunlardır:

Bu belirtiler sıklaştığında zaman kaybetmeden bir doktora başvurulmalıdır.

Doktorunuzun muayenesi sonrasında, uygun gördüğü röntgen, film veya MR gibi görüntüleme teknikleri kullanılarak omuzlardaki hasarın derecesi belirlenir ve ilaç tedavisi, fizik tedavi veya cerrahi müdahale gibi tedavi yöntemlerine karar verilir. Omuz tendonlarındaki tedavinin amacı, ağrıyı yok etmek ve omuz fonksiyonlarını geri kazandırmaktır.

Omuz tendon kopmasının çeşitli tedavi yöntemleri vardır ve kişiye göre değişebilir. Örneğin bazı hastalarda dinlenme, kolu omuz seviyesinden yukarı kaldırmamak ve kol askısı kullanmak yeterli olabilir. Bazı hastalar ağrı kesici ve kas gevşetici ilaçlar kullanabilirken, bazıları fizik tedaviye ihtiyaç duyabilir. Eğer bu yöntemlerden sonuç alınamazsa, cerrahi müdahale gerekebilir.

Omuz tendon kopmasında ağrılar gece sizi uyutmayacak derecede şiddetli ise, omuzlarda güçsüzlük ve fonksiyon kaybı varsa ve ağrılarınız uzun süredir devam ediyorsa, cerrahi müdahale kaçınılmaz hale gelir. Günümüzdeki tıbbi ilerlemeler sayesinde omuz tendon kopma ameliyatlarının neredeyse tamamı artroskopi ile yapılmaktadır. Bu ameliyatın avantajları arasında, ameliyat sonrası ağrıların az olması, hareket kısıtlılığının minimal düzeyde kalması, cerrahi kanama riskinin düşük olması ve hastanede kalış süresinin kısa olması yer alır. Ameliyat sonrasında, hastalar genellikle 4-5 ay içinde eski sağlıklarına kavuşabilmektedir.