Tendon ameliyatı, ortopedi ve plastik cerrahlar tarafından sıkça uygulanan bir cerrahi müdahale türüdür. Özellikle el ve ön kol bölgesinde iş kazaları, trafik kazaları gibi nedenlerle görülen tendon yaralanmaları, erken dönemde tedavi gerektiren yaralanmalardandır. Erken dönemde tedavi edilmediği takdirde el fonksiyonlarında kayıplara yol açabilmektedir. Hatta bazı durumlarda dokular canlılığını yitirebilir. Ameliyat sırasında ve sonrasında uzun süreli fizik tedavi uygulanmalıdır. Yapılacak ameliyatın oluşturduğu izler, hastanın yaşamı boyunca devam edecektir. Bu yara izinin ameliyat sonrasında genişlemesi söz konusu olabilir. İnce bir iz kalmasının garantisi verilemez. Ameliyattan sonra düzenli kontrol yapılması gereklidir. Ameliyattan önce bazı ilaçlar alınmamalıdır. Bu ilaçlara aspirin, coenzim Q, E vitamini gibi maddeler örnek verilebilir. Hasta, ilaç veya ilaç benzeri maddeler kullanıyorsa ameliyattan önce doktora mutlaka bildirmelidir. Ayrıca, hasta Hepatit C, AIDS gibi hastalıklara ya da kalp, şeker, böbrek yetmezliği, yüksek tansiyon gibi sağlık sorunlarına sahipse de doktora danışması gerekmektedir.

Tendon ameliyatı öncesinde bazı testler ve anestezi konsültasyonu yapılarak hangi tür anestezi uygulanacağına karar verilir. Anestezi doktoru tarafından gözden geçirilip değerlendirildiğinde hastaya anestezi için ayrı bir imzalı form doldurtulur. Hasta, ameliyattan önce kendisine bildirilen saatten sonra hiçbir besin tüketmemelidir. Sadece verilen ilaçları çok az miktar su ile alabilir. Ameliyat genellikle lokal anestezi veya genel anestezi ile yapılmaktadır. Bazen ameliyat öncesinde saptanamayan tendon kesileri olabilir. Bu tür durumlar ameliyatın bitiş süresini uzatabilir. Ameliyatta yaralanmış olan tendonlar sırayla ve tek tek saptanarak mikrocerrahi tekniği ile tedavi edilir. Tendonları onarmak için çeşitli protezler kullanılabilir. Bunun yanı sıra, tendonların yeri değiştirilerek hareket kazandırılması da uygulanabilmektedir. Ameliyat bitiminde normal dikişlerle veya gizli dikişlerle kapatılıp pansuman yapılır. Ayrıca, bölgede kalan sıvıyı emmek için bazı cihazlar da yerleştirilebilir.

Ameliyat sonrası en sık görülen yan etkiler arasında bulantı, baş ağrısı, kusma bulunmaktadır. Bunun yanı sıra enjeksiyon alanlarında şişlik, morarma ve ağrı da sıkça görülen yan etkilerdir. Boğaz ve dudaklarda kuruluk-yanma, kas ağrıları, geçici bulanık veya çift görme, halsizlik, bazı alerjik reaksiyonlar gibi problemler de yaşanabilir. Ayrıca, tendon ameliyatı sonrası nadir görülen yan etkiler de vardır. Bunlar arasında anestezi sırasında uyanık kalma durumu, dudaklarda yaralar, dişlerde kırılma veya kaybolma, geçici ses kaybı, bacaklarda kan pıhtılaşması, bazı alerjik reaksiyonlar veya astım, basıya maruz kalan yerlerde sızlama ve epilepsi nöbetlerine benzer nöbetler yer alır.

Tendon ameliyatı bittikten sonra pansumanla sarılan elin ameliyat edilen tendonları iyileşene kadar bir süre boyunca hareketsiz tutulması gerekmektedir. Yeterli bir süre geçtikten sonra hasta, çok zorlamadan pasif hareketler yapabilir. Bu hareketlerin yapılması aslında gereklidir, çünkü bu pasif hareketler tendonun çevresindeki dokulara yapışmasını önlemektedir. Ayrıca, bu hareketler tendon yolu üzerindeki eklemleri de çalıştırarak sağlığını kazandırır. Tendon ameliyatı sonrası iyileşmeyi kolaylaştıran bazı etmenler vardır. Bu etmenler arasında yaralanmanın seviyesi, yaralanmanın tipi, eşlik eden yaralanma, kullanılan cerrahi teknik, hastanın motivasyonu ve iyileşme potansiyeli, skar dokusuna eğilim, rehabilitasyon programı gibi faktörler bulunmaktadır. Ayrıca kişiye ait özellikler, tendonun kayması, yapışıklık oluşma miktarı da tedaviyi etkileyen faktörlerdendir.

Erken dönemde tendonun kayması iyi durumdaysa ve sınırlı derecede yapışıklık mevcutsa, onarılan tendon daha uzun bir zaman diliminde tespit edilmeli ve rehabilitasyon süresi daha kısa olmalıdır. Yapışıklık oluşma miktarı fazla ve tendon kayması derecesi az ise, hastaya yerleştirilen atel daha erken bir sürede çıkarılmalıdır. Hastanın rehabilitasyon tedavisi daha dikkatli yapılmalıdır. Bunun yanı sıra, kontraktür oluşumu engellenmelidir. Bundan sonraki devrede hastanın alacağı roller önemlidir. İyileşme sürecini hastanın yapacağı aktif hareketler belirleyecektir. Aktif hareket, hastanın onarılan bölgeyi istemli olarak oynatmasıdır. Onarılan tendonda yeterli derecede iyileşme olmadan zorlayıcı aktif hareketler yapmak, tendonun tekrar kopmasına sebebiyet verebilir. Bu nedenle çok dikkatli olunmalıdır. Özetle, tendon ameliyatı hangi bölgede yapılırsa yapılsın, sonuçları sadece ameliyata bağlı değildir. İyi bir fizyoterapi ve hastanın uyumu ile uzun süreli bir tedavi süreci gereklidir.